
Sürecin takipçisi olduğunu ve Medya S çalışanlarına özlük haklarının verileceğinin açıklanmasının Bursalı gazetecilerin yürek burukluğunu gidermediğini ifade eden BGC Başkanı Kolaylı, “Bursa basın tarihine geçecek önemli bir gün yaşıyoruz. Çok üzgünüz.” diye konuştu.
Yerel gazetelerin kapanarak haberciliğin internet üzerinden devam etmesinin, kişiler ve toplumlar üzerinde bazı olumsuzlukları beraberinde getireceğine de dikkat çeken BursaGazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, bu sakıncaları şöyle özetledi;
“Bilindiği gibi yerel gazeteler, toplumsal sorunları gündeme getirerek demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesine katkı sağlamaktadır. Bu gazetelerin kapanmasıyla birlikte, internet kullanımında sınırlı olan kesimler, haberlere ulaşmakta zorlanacak ve bu durum bilgi eksikliğini artıracaktır. Bu durumda özellikle yerel düzeydeki sorunlar görünmez hale gelebilir ve kamuoyunun denetim mekanizmaları zayıflayabilir.
Ayrıca internet üzerinde, özellikle sosyal medyada doğru olmayan veya yanıltıcı bilgilerin yayılması kolaydır. İnternetteki bilgi kirliliği, insanların doğru haberi ayırt etmesini zorlaştırmaktadır. Bu durum, medya okuryazarlığının düşmesine ve insanların manipülasyonlara açık hale gelmesine neden olabilmektedir. Yerel gazetelerin kontrol mekanizması olmadığında, bu tür yanlış bilgilerin daha hızlı yayılması ve toplumda kaosa yol açması riski artacaktır. Oysa yerel gazetelerin güvenilirlik sorunu hemen hemen hiç yoktur. Elektronik habercilikte internetin kesilmesi veya ulaşım engeli getirilmesi gibi riskler varken, yazılı basın bu konuda halkın özgür haber alma olanağının sağlandığı önemli bir mecradır. Yerel gazetelerin kapanması ekonomik anlamda da çeşitli olumsuzluklara yol açabilir. Öncelikle meslektaşlarımızın istihdam olanağı azalacaktır. Yerel gazeteler, yerel ekonomilerin canlanması için de önemli bir rol oynar. Bu gazetelerin kapanmasıyla birlikte, yerel işletmelerin tanıtımı ve yerel pazarların gelişimi olumsuz etkilenebilir. Özetle yazılı basın, internette yaşanan olumsuzlukların ilacı gibidir ve mutlaka yaşatılmalıdır.”