Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Prof. Dr. Fahrettin Kerim ve Nilüfer Gökay Huzurevi’nde yaşamını sürdüren Berker, 12 yaşında şiir yazmaya başladı ve eserleri 13 yaşında gazete ve dergilerde yayımlandı. Gençlik yıllarında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nü kazanan Berker, burada Tanpınar ile tanıştı.Tanpınar'ın Dersleri ve Övgüleri Ömür Boyu Saklandı
Derslere girdiği ilk andan itibaren Tanpınar’ın öğrencilerle kurduğu sıcak bağ ve edebiyata kattığı derinlik, Berker’in zihninde iz bıraktı. Berker, hocasının derslerdeki açıklamalarını ve kendisine uzattığı küçük notları özenle sakladı. Özellikle genç yaşta yazdığı “Özlem” şiiri, Tanpınar’ın dikkatini çekti ve şair, kitabının ilk sayfasına övgü notu düştü.Tanpınar'ın Mirasını Yurtdışına Taşıdı
Tanpınar’ın vefatından sonra Berker, hem Türkiye’de hem ABD’de katıldığı etkinliklerde hocasının eserlerini tanıttı. Amerika’da düzenlenen “Tanpınar Günleri” kapsamında yaptığı sunumlarla Tanpınar’ın edebiyat dünyasının farklı coğrafyalara taşınmasına katkı sağladı.Hatıralar Müze Raflarında Yaşıyor
Gülhane’deki Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesinde Berker’in sakladığı hatıralar, ders notları, yazışmalar ve imzalı kitaplar özel bölümde sergileniyor. Berker, bu eserlerle hocasının mirasını geleceğe aktarmayı sürdürüyor.Berker, hocasıyla anılarını şöyle paylaştı: “Türkoloji’de bir ışık, bir duygu eksikti. 1961’de Paris’ten Tanpınar’ın profesör olarak geleceğini duyunca çok sevindik. Onun gelişi, bir avize gibi koridorumuzu aydınlattı. Onu tanımak çok onur vericiydi.”Müze Bağışıyla Tanpınar'ın Eserleri Geleceğe Taşınıyor
Berker, hocasının hediye ettiği kitapları, ders notlarını ve yazışmalarını müzeye bağışladı. Tanpınar’ın kendisine gösterdiği hassasiyetin, kendi eğitim ve öğretmenlik hayatında ilham kaynağı olduğunu vurguladı. 1962’de Tanpınar’ın vefatı Berker ve arkadaşları için büyük üzüntü yarattı. Berker, “Şehzadebaşı’ndan naaşı kaldırılırken başında nöbet tuttuk. Onu tanımak, öğretmenlik hayatımda ufkumu geliştirdi.” dedi.