Şiirleri,
tiyatroları ve fikir yazılarıyla yalnızca dönemine değil, modern
Türk düşüncesine de yön veren büyük edebiyatçı, bıraktığı miras ile nesiller boyunca anılmaya devam ediyor.
Çocukluk Yılları Rumeli ve Anadolu'da Geçti
Asıl adı Mehmet Kemal olan Namık Kemal, 21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da dünyaya geldi. Annesinin 1848’de vefatı üzerine çocukluğunu dedesi Tekirdağ Valisi Abdüllatif Paşa’nın yanında Rumeli ve Anadolu’da geçirdi. Küçük yaşlardan itibaren geniş bir kültür çevresi içinde yetişen Kemal, şair Eşref Paşa’nın etkisiyle “Namık” mahlasını aldı.
Divan Edebiyatı ve Tasavvufla Yoğun Eğitim
Afyonkarahisar’da Arapça ve Farsça eğitimi alan Namık Kemal, aynı dönemde Afyon Mevlevi Tekkesi’nde neyzenbaşı Coşkun Dede’den tasavvuf terbiyesi gördü. 1853’te Kars’a giden genç Kemal, burada şair ve müderris Vaizzade Seyid Mehmet Hamid Efendi’den divan edebiyatı ve tasavvuf eğitimi aldı ve ilk şiir denemelerini Kars’ta kaleme aldı.
“Namık” Mahlasını Sofya’da Aldı
Babası Filibe’ye, dedesi Sofya’ya tayin edilince aile Sofya’ya taşındı. Genç yaşta Nesibe Hanım’la evlenen Kemal’in Feride, Ulviye ve Ali Ekrem isimli üç çocuğu dünyaya geldi. Şiirleriyle dikkat çekmesi üzerine dedesinin dostu Binbaşı Eşref Bey tarafından kendisine “Namık” mahlası verildi.
Şinasi ile Tanışması Düşünce Dünyasını Şekillendirdi
Fransızcayı Sofya’da öğrenmeye başlayan Namık Kemal, 1857’de İstanbul’a döndüğünde Bab-ı Ali Tercüme Odası’nda çalışmaya başladı. Bu süreçte dönemin önemli fikir adamlarıyla tanışarak düşünce dünyasını geliştirdi. İbrahim Şinasi ile tanışması, Tasvir-i Efkâr gazetesinde yazmasına ve edebi anlayışının şekillenmesine büyük katkı sağladı.
Paris ve Londra'da Muhalif Basın Faaliyetleri
1865’te İttifak-ı Hamiyet’e (Yeni Osmanlılar Cemiyeti) katılan Namık Kemal, hükümet karşıtı yazıları nedeniyle 1867’de Paris’e, ardından Londra’ya geçti. Burada Ziya Paşa ve Ali Suavi ile birlikte
Muhbir ve
Hürriyet gazetelerini yayımlayarak fikir mücadelesini sürdürdü.
Tiyatroya Yönelişi ve “Vatan Yahut Silistre”
1870’te İstanbul’a dönen Namık Kemal, çeşitli görevlerin ardından tiyatroya yöneldi. 1 Nisan 1873’te Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sahnelenen
“Vatan Yahut Silistre” adlı oyunu, halk üzerinde büyük bir heyecan yarattı. Eserin etkisi üzerine Namık Kemal, arkadaşlarıyla birlikte Magosa’ya sürgüne gönderildi.
Meşrutiyet Sürecindeki Rolü
Birinci Meşrutiyet’in ilanıyla İstanbul’a dönen Namık Kemal, Danıştay üyeliğine seçildi ve
Kanun-ı Esasi’nin hazırlanmasında görev aldı. Daha sonra Midilli, Rodos ve Sakız Adası’nda kaymakamlık görevlerinde bulundu.
1888'de Hayata Veda Etti
Zatürre nedeniyle 2 Aralık 1888’de Sakız Adası’nda hayatını kaybeden büyük şairin naaşı vasiyeti üzerine Gelibolu’ya taşındı.
Türk Edebiyatına Yön Veren Eserler
Namık Kemal; roman, şiir, tiyatro ve tarih alanlarında çok sayıda eser verdi. En bilinen eserleri arasında şunlar yer alıyor:
- Vatan Yahut Silistre
- Gülnihal
- Akif Bey
- Zavallı Çocuk
- Kara Bela
- Celaleddin Harzemşah
- İntibah
- Cezmi
- Barika-i Zafer
- Osmanlı Tarihi
- Büyük İslam Tarihi
Namık Kemal’in Adı Tekirdağ’da Yaşatılıyor
Tekirdağ’da sokak, cadde, lise ve üniversitelerde adı yaşatılan Namık Kemal’in anıları, Osmanlı mimarisinin örneklerinden olan
Namık Kemal Evinde yaşatılmaya devam ediyor.
“19. Yüzyılın En Büyük Şairlerinden Biri”
Namık Kemal Derneği Başkanı ve Namık Kemal Evi Sorumlusu Sezai Kurt, büyük edebiyatçının Tekirdağ’ın önemli değerlerinden biri olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Namık Kemal 19. yüzyılın en büyük şairlerinden biridir. O sadece bir şair değil; yazar, devlet adamı ve bir bürokrattır. Tekirdağ, Vatan Şairi’nin ismini en güzel şekilde yaşatmaktadır.”
Kurt, Namık Kemal Evi’nin öğrenciler, öğretmenler ve akademisyenler için bir “mektep” haline geldiğini ve burada yazar mektebi açacaklarını dile getirdi.