Avukat Akar, dilekçede yer alan ifadelerin sosyal medyaya düşmesi nedeniyle Onur Apaydın’ın can güvenliği gerekçesiyle başka bir cezaevine sevk edildiğini söyledi.Dün sevki gerçekleştirilen Apaydın’ın S Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tek kişilik bir koğuşta olduğu öğrenildi.
Adliye önünde konuşan avukat Ayşenur Çolak, Apaydın’ın çete lideri olmadığını savundu.Çolak, Apaydın’ın verdiği dilekçenin sosyal medyada etkin pişmanlık dilekçesi olarak yansıtıldığını ancak durumun böyle olmadığını ileri sürdü.“Bu müvekkilimin ve Candan kardeşlerin masum olduğuna ilişkin bir ifadedir” iddiasını dile getiren Çolak, “Ayrıca örgüt yapısını anlatan, örgütün piramit ve kapsamlarını anlatan, örgütün suç gelirleriyle elde ettiği mal varlığını anlatan bir ifadedir.” görüşünü savundu.
Çolak iddialarını şöyle sürdürdü:“Candan Kardeşler ve müvekkilim Onur Apaydın masum olmasına rağmen 6 aydır tutukludur. Bu tutukluluk zarfında bahsedilen örgüt, dışarıda gerçekten de hala eylemlerini devam ettirmektedir ki yakın zamanda operasyonlar da gerçekleştirilmiştir bu duruma ilişkin. Biz avukatlar olarak dosyanın takibindeyiz. Yargının da adil bir şekilde sonuçlanacağı temennisindeyiz.”
“SARALLAR ÖRGÜTÜNÜN YAPISINDAN VE İŞLEYİŞİNDEN BAHSETTİ”
Apaydın’ın verdiği ifadede Sarallar isimli suç örgütünü işaret ettiğini ileri süren Çolak, “Onur Bey kendi ifadesinde Sarallar örgütünün yapısından ve işleyişinden, eylemlere nasıl karıştığından bahsetmektedir. Ancak kendisinin ve Candan kardeşlerinin sırf o soruşturma başlatıldığı esnada fenomenler furyasından dolayı gerçek suçlular kendilerini perdelemek için Candan kardeşleri ve kendisini bu dosyada piyon olarak sunmuşlardır.” iddiasını dile getirdi.Gerçek suçluların kendilerini perdelemek için Apaydın ve Candan kardeşleri kullandığını öne süren Çolak, “Bu başarının sayesinde hala kendi eylemlerine bugün bile devam edebilmekteler” dedi.
“ÖRGÜTTE KİMLERİN OLDUĞUNU ANLATTI”
Apaydın’ın verdiği dilekçede örgütte kimlerin olduğunu, işleyişinin ve yapısının nasıl oluştuğunu tarif ettiğini söyleyen Çolak, şöyle devam etti:“Onur Bey kendi ifadesinde, bu eylemler sonucunda örgütün suç gelirleriyle elde ettiği mal varlığını da yargıya bildirdi.Örgütün kasası zaten dosya kapsamında verilen ifadelerde de görüleceği üzere mal varlığı gelirleridir. Gelirler üzerinden yani mal varlıkları üzerinden örgüt hayatını idame ettirir, gelir elde eder. Çünkü bunlar bir ticari işletmedir.Bu ticari işletmeden sebebiyle örgüt kendi maddi gelirlerini oluşturmaktadır. Yani şu da görülecektir ki zaten zamanla şu da Candan kardeşinin hesabına girmiş örgüt veya örgütün herhangi bir mal varlığından veya ifadede ismi geçen herhangi bir kişiden Candan kardeşinin hesabına girmiş, herhangi bir para açığı ve hesap hareketi zaten bulunmamaktadır.”
“VEYSEL AMİR” TUZAĞI
Piyasa değerinin altında araç satın almak isteyenleri, sosyal medya fenomenleri Bahar ve Nihal Candan’ı da güven kazanmak için kullanarak, hayali “Veysel amir” oyunuyla tuzağa düşürüp, milyonlarca lira vurgun yapan çetenin lideri olmakla suçlanan Onur Apaydın, mahkemeye sunduğu dilekçesinde, “Ben kimseyi dolandırmadım. Kimseyi tehdit etmedim. Herhangi bir örgüt kurmadım ve de yönetmedim” dedi.
“ÇATI ALTINDA ÇOK BÜYÜK BİR ÖRGÜT OLUŞTURMUŞTUR”
“Bu kişilerin birçoğu daha önceden birlikte suça karışmış, illegal benzer veya başka da işler yapmış kişilerdir. Bu kişilerin hepsi grup grup birbirlerini daha eski tanımaktadır.” diyen Apaydın, “Bu grupların bir çatıya bağlı olarak, çatıdan inen orta kolona temas halinde birbirleriyle temas edip, kolon etrafında kümeleşmesi sonucu çatı altında çok büyük bir örgüt oluşturmuştur.” ifadelerini kullandı.
Apaydın şöyle devam etti:“Birbirinin adamı, akrabası, semt çocuğu, abisi, kardeşi, ağası ya da dayısıdır. Zaten evveliyatı bulunan bir örgütü kurup, yönetme mümkünatım olmadığı gibi eski polis olduğum için hizmet etmem de mümkün değildir.”